6 Şubat 2011 Pazar

SADE


Ben bugün en yalın halimdeyim. Sabah kalkıp su vurdum yüzüme sabun bile kullanmadan. Yüzümü havluya silmedim izi yok olmasın diye tazeliğin. Sadece içimdeki sesi dinledim ve kuru bir ”merhaba” dedim güne …

Bir bardak süt koydum bir dilim ekmeğin yanına. İçinde ne şeker ne sıcaklık vardı. Soğuk soğuk aktı dudaklarımdan yetmeyeni. Üzerimde bir şey yoktu zaten tenimden başka …

Duvarlar beyaz (ve sade) , sütün rengi beyaz (ve sade) , hayatım renksiz (ve sade)

Elimde kumanda frekans frekans. Ekranda gelen yüzler , geçen yüzler. Ne kadar da masum görünüyor hepsi. Ama inandırmıyor hiç birisi. Kapalı bir televizyon veya ekrandaki karıncalar bile daha iyi …

Evin içinde volta atıyor ayaklarım. Bir o duvar bir bu duvar gezinmekten bıkkın. Metrekarelerle sınırlı bugün sabrım. Taşırması çok olay olacak sanırım :)

Akşam üzeri güneş perdemde. Daha önceki izleri yüzünden sarı. Selamlıyor öylece suratımı. Küçük bir gülüş kopuveriyor benden kolayca. Bu beni çok mutlu etti kendi aklınca …

Zaman çok çabuk daraldı. Şimdi sokaklarda sade bir karaltı. Ayın ışığı yol gösterici bir pusula. Zindan kalpler yavaş yavaş çıkıyor dışarıya. Oldukça sade …

Oturdum koltuğa kütlemin gerektirdiği haliyle. Sadece ben ve yumuşak bir zemin. Rahatlıksa rahatlık , huzursa huzur. Kapadım gözlerimi yavaşça … Ömrümün son gününün en sade uykusuna …

Beyazlamış saçlarım , bedenimi saran beyaz bir örtü eşliğinde. Son sessizlik oldukça sade …

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder